Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 111. Sayı (Temmuz-Ağustos 2025)

8 ÇATI VE CEPHE • TEMMUZ - AĞUSTOS / 2025 HABERLER İZODER’DEN GÜVENLI YAPILAŞMA IÇIN YALITIM UYARISI Tam 26 yıl önce yaşadığımız 17 Ağustos Marmara Depremi, aradan geçen onca zamana karşın toplumsal travmalarımız arasında ilk sıralarda yer alıyor. İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, hafızalarımızda derin izler ve acılar bırakan 17 Ağustos’un yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada Türkiye’nin gündeminden deprem korkusunu çıkarmak gerektiğini söyledi. Deprem kuşağında yer alan ülkemizde, güvenli yapılaşmanın temel taşı olan yalıtım uygulamalarına gereken önemin halen verilmediğine dikkat çeken İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Deprem olduğunda insanlar binalarına güvenmek yerine kaçmayı tercih ediyorsa durup düşünmemiz gerekiyor. Güvenli, konforlu ve enerji verimli binalar ülkenin en önemli gündem başlıklarından biri olmak zorunda” dedi. Yüzölçümünün yüzde 90’ınından fazlası deprem kuşağında yer alan Türkiye’de bina stokunun çok büyük bir bölümü betonarme yapılardan oluşuyor. Ülkemizdeki büyük depremlerden sonra yapılan hasar tespit çalışmalarında yıkılan binaların büyük çoğunluğunda korozyon problemi göze çarpıyor. Türkiye’de yaygın bir şekilde kullanılan betonarme yapılarda demirin paslanması en korkulan durum olarak dikkat çekiyor. Paslanmış demir sonucunda binaları çürütmeye başlayan korozyonu önlemenin en etkili yolu, binalar yapılırken su yalıtımını ihmal etmemekten geçiyor. KOROZYON DEPREM OLMADAN DA BIR BINAYI YIKABILIR Depremlerde binaların taşıyıcı sistemlerinin hasar almasının en önemli nedenlerinden birinin su yalıtımı eksikliği olduğuna vurgu yapan İZODER Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, şunları söyledi: “Su yalıtımı olmayan binalarda yağmur, kar, yeraltı suları, zeminde yer alan nem, mutfak, banyo, tuvalet gibi ıslak hacimlerdeki su kaçakları, binanın inşa edildiği zeminde bulunan basınçlı veya basınçsız yeraltı suları nedeniyle binalar sürekli olarak suya maruz kalabiliyor. Yaşamın kaynağı su, demirle buluştuğunda korozyona neden olur. Paslanan demirler betonun taşıma gücünü azaltır. Bu da binanın depreme karşı dayanıklılığını ciddi ölçüde düşürür. Yani bir bina ilk yapıldığında sağlam olabilir ama su yalıtımı yoksa yıllar içinde paslanarak çürüyebilir. Bu durum, deprem olmasa bile binanın yıkılmasına kadar varabilecek üzücü sonuçlar doğurabilir.” YASA VAR ANCAK DENETIMLER YETERSIZ Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’nin 1 Haziran 2018 tarihi itibariyle yürürlüğe girmesinin güvenli yapılaşma noktasında önemli bir eşik olduğunu belirten İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “2018 yılı itibariyle su yalıtımı zorunlu bir uygulama olarak hayatımıza girdi. Ancak sahadaki uygulamalarda ciddi denetim eksiklikleri söz konusu. Yasa var ama uygulama ve denetim mekanizmaları yetersiz. Yalıtım uygulamalarının enerji verimliliği yanında bir bütün olarak yapıları dış etkenlere karşı koruduğunu ve ömrünü uzattığını unutmamalıyız. Su yalıtımı, ısı yalıtımı, ses yalıtımı ve yangın yalıtımı, binalarımızda karşılaştığımız pek çok sorunu önleyen olmazsa olmaz uygulamalardır” diye konuştu. GÜVENLI YAPILAŞMADA SU YALITIMI TEMEL IHTIYAÇ Depremle yaşamayı öğrenmek zorunda olan bir ülke olarak sadece kriz anlarında değil her zaman yapı güvenliği konusuna yatırım yapılması gerektiğini belirten Emrullah Eruslu, açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü: “Su yalıtımı, güvenli yapılaşmanın ayrılmaz bir parçası. Bir binanın temeli sessizce çürüyorsa, biz bu binayı güvenli sayamayız. Özellikle deprem riski yüksek bölgelerde yaşayanların, binalarındaki su yalıtımı durumunu sorgulamaları ve uzman kontrolü yaptırmaları büyük önem taşıyor.” İZODER Başkanı, 23 Nisan’da İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin İstanbulluların korkularını yeniden harekete geçirdiğini ve Marmara Bölgesi’nde büyüklüğü 7’nin üzerinde bir deprem beklendiğini hatırlattı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan “İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi” raporunda yer alan sonuçları da paylaşan Emrullah Eruslu, “İstanbul’da 7,5 büyüklüğündeki bir deprem senaryosunda binaların ortalama yüzde 17’sinin (yaklaşık 194 bin bina) orta ve üst seviyede hasar göreceği tahmin ediliyor. 7,5 büyüklüğündeki senaryo depreminde İstanbul’daki binaların ortalama yüzde 26’sının hafif, yüzde 13’ünün orta, yüzde 3’ünün ağır ve yüzde 1’inin çok ağır hasar görmesi bekleniyor. ” dedi. n

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=