Mimari projesi Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından gerçekleştirilen İstanbul Sapphire, ülkemizin en yüksek ve ilk çevre dostu gökdeleni olma özelliğine sahip. Üç katlık bölümlerle birbirinden ayrılan "dikey bahçeler" projenin en büyük ayrıcalığı... Ve bu mekânlardaki konfor çift cephe uygulamasıyla sağlanıyor. Dıştaki cephe bir güvenlik kalkanı görevi üstlenerek, iç mekânı olumsuz meteorolojik koşullardan ve gürültüden koruyor. Bu sayede Sapphire'de yaşayanlar çok yüksek kotlarda bile balkona çıkıp İstanbul manzarasını izleyebilecekler.

Schüco, Sapphire'de özel bir çift cephe çözümü gerçekleştirdi. Projenin en belirleyici özelliklerinden olan "dikey bahçeleri" oluşturmak ve burada yaşam konforunu sağlamak için iç cepheyi dış etkenlerden koruyacak sabit bir dış cephe tasarlandı. Yüksek rüzgâr yüklerine maruz kalan projede tek cidarlı cephe olsaydı belki hiç kanat açılamayacak ve tamamen mekanik klima sistemi kullanılacakken, dış cephe sayesinde iç cephede rahatlıkla açılabilir doğrama sistemleri kullanılabildi. Bahçeler için talep edilen doğal hava, dış cephede konumlandırılan hareketli menfezlerle sağlandı. Üç katlık bölümün alt kısmında yer alan menfezlerden temiz hava içeri alınıyor, üst kısımda yer alan menfezlerden ise kirli hava dışarı atılıyor. Böylelikle iki cephe arasında kalan alan tamamen doğal havalandırılmış oluyor ve yaklaşık yüzde 30 oranında enerji tasarrufu sağlanıyor. Isınan hava, kışın ısıtma maliyetini düşürüyor. Yazın ise, kullanılan güneş kırıcı elemanlar ile güneş kontrolü sağlanarak soğutma maliyetini büyük ölçüde azaltılıyor.

İkinci cephe, Levent gibi trafiği yoğun bir bölgede gürültüyü engelliyor ve kullanıcı konforunu artıran en büyük unsur oluyor. Bu sebeplerle, statik gerekliler de göz önüne bulundurularak özel, içerisinde menfezlerin yer aldığı panel sistem tasarlanmış. Dış kabukta panel sistem kullanılmasının başka bir önemli sebebi ise, iskele kurulmasına gerek kalmadan, prefabrike üretilmiş panellerin hızlı bir şekilde vinç yardımıyla binaya monte edilebilmesi.

Binanın kuzey-güney sağır cephelerinde yine hızlı montajı saÄŸlayabilecek ve tüm statik gereksinimleri karşılayabilecek soÄŸuk cephe sistemi kullanılmış. İç mekânda ise bahçeye ve balkona çıkışı saÄŸlayacak, kat yüksekliÄŸinde Schüco ASS 50 sistemi ile çözülmüş sürme doÄŸramalar tercih edilmiÅŸ. Schüco'nun özel olarak tasarladığı panel sistemi, Avrupa ve Amerika normlarına uygun olarak test edilmiÅŸ.  

Sapphire, standart bir projeden farklı

Projeyle ilgili bilgi aldığımız Schüco Teknik Danışmanı Nilsun Kesikbaş, Schüco olarak özellikle Sapphire gibi projelerde tasarım aşamasında devreye girip, cephe detaylandırılmasında her aşamada destek verdiklerini dile getiriyor. Bu sayede mimari talepleri büyük ölçüde karşılama olanağına sahip olduklarını söyleyen Nilsun Kesikbaş şu bilgileri veriyor: "Sapphire projesinde mimari, mekanik ve statik gereksinimler standart bir projeden çok farklı. Bu özellikleri karşılayacak bir cephe detaylandırıldı, Avrupa ve Amerika normlarına göre gerekli testleri yapıldı ve sonrasında da uygulama safhasına geçildi. Yaklaşık iki senedir süren montaj çok yakında tamamlanacak..."

"Schüco olarak tüm dünyada gerçekleştirdiğimiz pek çok çift cephe projesi bulunuyor. Schüco Türkiye olarak bizler de bu deneyimimizi ve bilgi birikimimizi Sapphire projesinde kullandık. Sistem firması olarak bizim için en yoğun geçen kısım cephe sisteminin tasarımının sonlandırıldığı ana kadar geçen kısımdı. Tabi ki özel bir proje olmasından ve proje gerekliliklerinin getirdiği, çözülmesi gereken bazı unsurlarla karşılaşıldı; ancak mimari grubun, uygulamacı partnerimiz Dekoral'in ve bizim ortak yürüttüğümüz işbirliğiyle her birim kendi tecrübesini kullandı ve başarıyla sonuca ulaşıldı. Bu tür projelerde çözüme ulaşmak için gereken en önemli unsur, farklı ekiplerin uyumlu çalışması ve taleplerin maksimum düzeyde karşılanabilmesidir. Teknik olarak taleplerin karşılanmasının ötesinde yatırımcıların da projeye inancı ve desteği çok önemli."