SÖYLEŞİ 10. Sayı (Eylül Ekim 2007)

Karo seramik giydirme cephe sistemlerinin binalara prestij kazandırdığını ifade eden Eczacıbaşı Karo Seramik Pazarlama Müdürü Konca Çalkıvik, "Bu sistemler, binaların işletme sürecinde de pek çok avantaj sağlıyor" diyor.
Vitra Karo Seramik Pazarlama Müdürlüğü’ne bağlı projeler departmanı gün geçtikçe genişliyor. Dış cephe ve yükseltilmiş döşeme konularında yoğun olarak anahtar teslimi proje hizmeti vermeye başlayan departman, eylül ayından itibaren daha aktif çalışmalara imza atacak. İnşaat sektöründe büyük bir gelişim yaşandığını ve buna paralel olarak cephelerde karo seramik kullanımının arttığını ifade eden Eczacıbaşı Karo Seramik Pazarlama Müdürü Konca Çalkıvik, karo seramik giydirme cephe sistemlerinin gerek yeni binaların cephelerinde gerekse eski binaların yenilenmesinde, fiziksel yapı ve tasarım ihtiyaçlarının tümünü karşılayan bir sistem olduğunu vurguluyor. "Giydirme cephe sistemlerinin kullanılması işletme sürecinde binaya pek çok avantaj sağlıyor. Güneş, yağmur ve rüzgarın etkileri, sistemin dış yüzeyi tarafından engellendiği için duvarlar zarar görmüyor. Sistem uzun ömürlü olmasının yanı sıra diğer dış cephe malzemelerine göre daha kolay temizlenebiliyor ve leke tutmuyor. Bina yüzeyine estetik bir görünüm kazandıran VitrA porselen dış cephe kaplamaları, aynı zamanda binaya prestij de katarak değerini artırıyor." diyen Çalkıvik, "Porselen seramik giydirme cephe sistemleri binanın hem içinden dışına hem de dışından içine doğru olan ısı kayıplarını minimum seviyede tutarak, iklimlendirmede azami konfor ve enerji tasarrufu sağlıyor. Bina dış yüzeyinde ’kalkan’ görevi gören porselen seramik sistemler, yapıyı yoğun ısı yüklenmesine karşı koruyor. Ayrıca çift duvar tekniğine dayalı olarak ses dalgalarının farklı katmanlarda daha çok kırılımını sağlayarak binanın ses yalıtım özelliğini de artırıyor." ifadelerini kullanıyor.

Porselen seramik cephe sistemlerinin hızlı ve kolay uygulanabilirliği sebebiyle zamandan tasarruf sağlanırken, yapıştırma zorluğunun neden olduğu işçilik hatalarının da en aza indirildiğini vurgulayan Çalkıvik, porselen seramik uygulamalarında düzgün yüzey elde edilememesi gibi problemlerin söz konusu olmadığını dile getiriyor: "Hafif olmaları itibariyle düşey yük etkisini minimize eden porselen seramikler, özellikle deprem bölgelerinde inşa edilen yapılarda binayı etkileyen yatay yükü azaltıcı yönde katkı sağlıyor..."

Çalkıvik şöyle devam ediyor: "VitrA porselen seramiklerin yapısındaki boşluk oranı %0.5’in altında olduğundan, su emme oranı neredeyse 0 ve donma riski de bulunmuyor. Böylelikle porselen karolarımız her iklim koşulunda dış cephelerde güvenle kullanılabiliyor. Güneş ışınlarından kaynaklanan renk değişimi ve solmaya karşı son derece yüksek dayanıma sahip Vitra ürünleri, UV ışınlarından etkilenmiyor. Karo seramiğin uygulandığı cephelerde bina rahat nefes alabiliyor. Eski binaların yenilenmesinde kullanıldıklarında şık, modern ve temiz cepheler elde ediliyor. Gelişen teknolojiyle çok farklı desenler oluşturulabilirken, renk tonu farklılıklarının olmaması da büyük avantaj sağlıyor. Seramik, fırından çıktığı anda nasılsa yıllar sonra da aynı görünümünü koruyabiliyor. VitrA porselen seramiklerin üzerinde koruyucu bir sıva olduğu için kirler yapışıp kalmıyor ve yağmurla kolay temizlenebiliyor..."