200x200 piksel Reklam Alanı

Canlı Çatıların Risk Tahlili

Canlı Çatıların Risk Tahlili

12 Mart 2010 | KONUK YAZAR
25. Sayı (Mart - Nisan 2010)

Binalarda enerji verimliliÄŸinin artırılması konusunda son yıllarda yoÄŸunlaÅŸan hassasiyet, yeÅŸil binaların sayısında da artışa neden oldu. Enerji duyarlı bu binalarda dikkat çeken uygulamalardan birisi de yeÅŸil ya da bahçe çatılar olarak da anılan canlı çatılardır… Dr. Serdar Çelik / Güney Illinois Üniversitesi - ABD
Binalarda enerji verimliliğinin artırılması konusunda son yıllarda yoğunlaşan hassasiyet, yeşil binaların sayısında da artışa neden oldu. Enerji duyarlı bu binalarda dikkat çeken uygulamalardan birisi de yeşil ya da bahçe çatılar olarak da anılan canlı çatılardır… Her ne kadar canlı çatı sistemleri çoğunlukla teras çatılar üzerine uygulanıyor olsalar da beşik, kubbe, mansard, sundurma veya kırma çatılar gibi eğimli sistemlerin de yeşillendirildiği örnekler özellikle Avrupa’da oldukça yaygındır. Bu çatı sistemleri sayesinde binalarda enerji tasarrufu sağlanırken, aynı zamanda çatı ömrünün uzaması ve yağmur suyunun kontrolü gibi yan faydalar da gözlenebiliyor.Yeşil çatıların sağladığı faydalar ve bu faydaların rakamlara dökülebilmesi üzerine çok sayıda araştırma yapılırken, son zamanlarda bu uygulamaların beraberlerinde getirebilecekleri olası riskler de konuşulmaya başlandı. Sorgulanan endişelerin başında ise fırtına ve yangın ihtimalleri geliyor. Yüksek rüzgar hızlarında çatılardan aşağıya düşebilecek parçalar ve bunların yol açabileceği hasarlar tartışmanın bir kolunu, çatılardaki bitki örtüsünün yangına sebebiyet verme ihtimali ise dile getirilen endişelerin diğer kolunu oluşturuyor. Bu noktada ise bu kaygıların bilimsel olarak incelenmesi ve risklerin belirli standartlar içerisinde sınıflandırılması gerekliliği ortaya çıkıyor. Bu ihtiyaçlardan yola çıkarak, ABD’de Tek Katmerli Çatı Endüstrisi (SPRI) ve Green Roofs For Healthy Cities Derneği bir araya gelerek, yeşillendirilmiş çatılar için rüzgar ve yangın standartlarının oluşturulması çalışmalarına başladılar. Bu standartlar farklı koşullardaki yeşil çatıları rüzgar ve yangın risklerine göre sınıflandırmayı ve yeterli güvenliği sağlamayan uygulamaları ayrıştırmayı amaçlıyor. 
Bu çalışmalara Ulusal Çatı Müteahhitleri Derneği (NRCA) de destek veriyor. NRCA, Güney Illinois Üniversitesi ile ortak bir projeye 2009 yılının Haziran ayında başladı. Proje kapsamında, farklı yeşil bloklar bir rüzgar tünelinde, balkonsuz ve harpuştasız teras çatı koşullarında sınanıyor. Denenen birçok yeşil blok 144 km/h rüzgar hızlarında sınavı geçerken, bitki köklerinin büyüme ortamını tamamen kaplamadığı numunelerde 90 km/h ve üzeri rüzgar hızlarında yüzeyden ciddi miktarda kütle kaybı gözlendi. Deneylerden elde edilen sonuçlar gösterdi ki, kökleri uygun olgunluğa ulaşmıs bitkilerle kaplı yüzeyler, ABD’nin birçok eyaletinde binaların çatılarında kullanılabilme şartlarını sağlıyor.
Yeşil çatılarda fırtınaların yol açabileceği olası hasarlarla ilgili endişelere Türkiye açısından da bakılması, özellikle ülkemizdeki inşaat sektörü için önem taşıyor. Türkiye yaklaşık 3500 kilometrelik kıyı şeridi ile rüzgara çok açık bir ülke. Bu, rüzgar enerjisinden faydalanma anlamında bir avantaj. Ancak yeşil çatı uygulamalarındaki endişelerden biri olan rüzgarın kaldırma etkisi, ülkemizde bu anlamda kritik bölgeler olup-olmadığı sorusunu akla getiriyor. Elektrik İşleri Etüt İdaresi ve Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Türkiye Rüzgar Atlası Antakya, Mardin, Afyon, Sinop, Gökçeada, Çorlu ve Çanakkale illerini rüzgar hızları açısından daha etkin gösteriyor. Özellikle kıyı şehirlerimizde zaman zaman 9-10 kuvvetlerinde fırtınalar gözlenebiliyor. Bu da 90-100 km/h aralığında rüzgar hızlarına karşılık geliyor. Dolayısıyla uygun bitki ve büyüme ortamı seçilmesi durumunda, Türkiye’de yeşil çatı uygulamalarının istisnai fırtına koşullarında dahi güvenli olabileceği söylenebilir. Yeşil teras çatıların kenarlarında balkon ya da harpuşta benzeri setler bulunması durumunda ise çok daha iç rahatlatıcı bir tablo ortaya çıkıyor. Bu setlerin rüzgar kıran perde etkisi göstermesi sayesinde, kritik rüzgar hızı değeri daha da yükseliyor.   
Yeşil çatıların beraberinde getirdiği bir diğer soru işareti ise yangın riskinin artması ihtimali. Yaz aylarında uzun süre yağış olmaması, bitki örtüsünde kuru alanların oluşmasına neden oluyor. Bu durumda özellikle bina sakinlerinin kullanımına açık olan bahçe çatılarda bir sigaranın bu otların arasına atılması, olası bir yangına zemin hazırlayabiliyor. Bu konu özellikle ABD’de birçok sigorta şirketini tedirgin ederken, konuyla ilgili kesinleşmiş standartlar henüz mevcut olmadığı için bunu şartnamelere yansıtmak da zor oluyor.
Ancak yeşil çatıların bakımı gerektiği gibi yapılırsa, ki bu öncelikle uygun gübreleme ve düzenli sulamayı kapsıyor, yeşil çatıların bitkisiz çatılara nazaran yangın yönünden daha riskli olacağı iddiasi çürüyor. Hatta uygun nemlilikteki yeşil çatıların yaz aylarında diğer çatılara kıyasla daha düşük yüzey sıcaklığında olacağı düşünülürse, yangın riskinin daha düşük olması ihtimali de dile getirilebilir. Dolayısıyla, yeşil çatılar ile diğer çatı uygulamaları yangın riski açısından karşılaştırıldıklarında çok belirgin bir fark gözükmemekle birlikte, uygulama ne olursa olsun gerekli önlemlerin alınmasının önemi ön plana çıkıyor.
Yeşil çatıların en yaygın olarak kullanıldığı Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde uzun yıllarda edinilen tecrübe gösterdi ki, yeşil çatılar başta enerji verimliliği sağlamaları olmak üzere birçok açıdan faydalı, sorunsuz, rüzgar riski taşımayan ve yangın riski diğer uygulamalardan farksız olan doğaya dost sistemler. Türkiye ise gerek coğrafi ve iklimsel özellikleri, gerekse zengin inşaat tecrübesi sayesinde, bu uygulamalar için oldukça müsait bir ülke olarak göze çarpıyor. Üstelik ülkemizde enerjinin ucuz olmadığı düşünülürse, belirgin ölçüde enerji tasarrufu sağlayan bu sistemlere sektör de yeşil ışık yakmakta gecikmemeli. 


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

2025, İnşaat Sektöründe Enerji Dönüşümü için Dönüm Noktası Olacak mı?

Avrupa genelinde artan faiz oranları ve inşaat maliyetleri, bina sahiplerini 2024 yılında enerji dönüşüm projelerine yatırım yapma konusunda temkinli ...
9 Ocak 2025

CEPHEDER; "2024 Yılı Sektörel Değerlendirmesi ve 2025 Yılı Öngörülerimiz"

2024 yılı, çatı ve cephe sektörü için dinamik ve zorlu koşulların bir arada yaşandığı bir yıl oldu. Küresel ekonomik istikrarsızlıklar, malzeme maliye...
24 Aralık 2024

Cephe Sistemlerinde Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik: Geleceğe Yönelik Yatırımlar

Son yıllarda inşaat sektörü genelinde, özellikle cephe sistemlerinde sürdürlebilirlik ön planda yer almaya başlamıştır. Modern binaların estetik görün...
23 Eylül 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.