
Kutlamak mı düÅŸünmek mi?
Bundan tam 168 yıl önce, 8 Mart 1857’de Amerika BirleÅŸik Devletleri’nin New York kentinde bir tekstil fabrikasından yükselen alevler arasında fabrikaya kilitlenen 129 kadın iÅŸçi yanarak yaÅŸamını yitirdi. Çalışma hayatında ilk kez hak arayan kadınlardı bunlar.
Kapitalizm uzun yıllar kadını ve kadın emeÄŸini önemsemedi. 1960’lı yılların sonunda çeÅŸitli gösterilerde “Dünya Kadınlar Günü ”nün anılmaya baÅŸlanmasıyla oluÅŸan duyarlık ve farkındalık BirleÅŸmiÅŸ Milletler Genel Kurulu’nda 1975 yılında önce Dünya Kadınlar Günü; iki yıl sonra 16 Aralık 1977 tarihinde de 8 Mart’ı “Kadın Hakları, Uluslararası Barış Günü” olarak kabul etmesiyle sonuçlandı.
Bu kabule gerekçe olarak ÅŸunlar sıralandı. Dünya barışının korunması, sosyal geliÅŸim ve temel insan haklarının kullanılması için kadınların da eÅŸitlik içinde kendilerini geliÅŸtirmelerine olanak saÄŸlanması… Kadınlara eÅŸit hakların verilmesinin dünya barışını güçlendireceÄŸi…
Bir felaketten doÄŸan ve 129 kadın iÅŸçinin yaÅŸamına mal olan bu mücadelenin sonucunda gelinen noktanın adını bile tam olarak anamıyoruz. Temel insan haklarından, eÅŸitlikten, kadınların kendini geliÅŸtirme özgürlüÄŸünden ve Dünya barışından kopartılmış bir kutlama var ortada.
Bu durumda ben, “kutlamak mı, yeniden düÅŸünmek mi?” diye sormadan edemiyorum.
Bir kadın ve anne olarak ben 28 yıldır plastik sektöründe yönetici olarak çalışıyorum. DoÄŸası gereÄŸi erkek egemen bir sektör. Ön yargılarını, sınırlarını, piyasa koÅŸullarını aÅŸarken verdiÄŸim “var olma savaşı”ndan söz etmeyeceÄŸim. Diyelim ben inat ettim ve baÅŸardım. Çalıştığım kurum da beni destekledi, bilgime ve baÅŸarıma inandı. Diyelim ki her alanda, eÄŸitimden istihdama, temsilden ücret verilerine kadar kadın emeÄŸinde nispi düzelmeler var. GeldiÄŸimiz noktayı yeterli görebilir miyiz?
Görmüyorsak iki noktayı yeniden düÅŸünmeliyiz.
1.) Çalışmak, üretmek cinsiyeti ne olursa olsun bir insan erdemi ve özgürlüÄŸüdür.
2.) Kadın hakları, temel insan haklarının bir parçasıdır, erkek karşıtlığı deÄŸil.
Toplumsal geliÅŸme açısından hepimizin sorumluluk alması gerekiyor. Ancak iÅŸ dünyasını yönetenlerin de bu sorumluluÄŸa ortak olması gerekiyor. Bin yılların birikimi nedeniyle hayata dezavantajlı baÅŸlayan kızlarımızın, iÅŸ hayatına katılan kadınlarımızın geliÅŸimlerine, bilgi ve yeteneklerine göre istihdamlarına daha fazla desteÄŸin verilmesi, daha eÅŸit iliÅŸkiler kurulması zor ama imkânsız deÄŸil.
DüÅŸünelim ve bir ucundan tutalım.
R E K L A M