Sandviç Panel Sektörünün Geleceği ile İlgili Yorumlar başlığı altındaki bu son yazımda, altı bölüme yayılmış görüşlerimi özetlemeyi ve sonra da okuyanları heyecanlandıracağını umduğum bir yorum yapmayı planlıyorum.
Aslında, vakit ayırıp 2018 yılı içinde çıkan altı yazımı bir arada okumanızı öneririm. Çatı ve Cephe dergimizin sitesinin açılış sayfasında, solda “E- Dergi Oku” ile tüm yazılarıma rahatça ulaşabilirsiniz. Okuduğunuzda göreceksiniz ki, “Dünya Markası” olabilmek için sahip olunması gereken değerler, edinilmesi çok zor ve bize uzak kavramlar değil. Kaliteden, kaliteli insan olmaktan, insan olmaktan, doğruluktan, karşındakine saygılı olmaktan, gülümsemekten, bilgiden ve bilgiye değer vermekten, bilgiyi üretmekten, bilgiyi birlikte üretmeyi öğrenmekten bahsetmişiz. Bu kavramlar, hepimizin çok iyi bildiği gibi bize uzak kavramlar da değil.
Bir önceki yazımın sonlarında “Çok bereketli topraklarda yaşıyoruz. Ve başımızı kaldırdığımızda pırıl pırıl parlayan güneşimiz var.” sözlerini kullanmıştım. Bu söz, yıllardır takip etmekte olduğum “güneş enerjisi” ile ilgili gelişmelerin geldiği aşamayı görmenin heyecanı ve mutluluğu ile söylenmişti.
Sizlerden, Çatı ve Cephe Dergisi Sayı: 69, Temmuz-Ağustos 2017 sayısında bulunan “Sandviç Panelde Yenilikler” başlıklı yazımı da okumanızı rica edeceğim. Yaklaşık on sekiz ay önce yayınlanan (en az yedi sekiz yıllık bir çalışmanın ürünü olan) güneş enerjisi ile ilgili bu yazım sonrasında hiç kimsenin beni aramamış olması ve konu ile ilgili bir şey sorulmamış olması (bence) sandviç panel sektörümüz ile ilgili önemli bir gösterge. Bu eleştirimi olumsuz olarak kabul etmemenizi ve / fakat üzerinde düşünmenizi rica edeceğim. Çok iyi biliyorum ki, tüm sandviç panel üreticileri güneş enerjisi konusunda kendilerince bir şeyler yapmaya ve oluşmakta olan bu yeni pazardan pay alabilmeye çalışıyorlar.
Çok önemli olmasına rağmen (yazının boyutlarını kontrol edebilmek amacıyla) çevresel değerler bağlamında, güneş enerjisinin diğer enerji türlerine göre üstünlükleri konusuna girmeden, doğrudan güneş enerjisi konusunda gerçekleşmekte olan gelişmelerden bahsedeceğim.
- Güneş enerjisi paneli üreticileri sürekli olarak ürünlerinin kalitesini artırıyor. Sonuçta, birim alanda üretilebilen elektrik enerjisi miktarı sürekli artıyor. (Son üç dört yılda üretim kapasitesi iki misli arttı. Daha da artacağına inanıyorum. )
- Güneş enerjisi kurulumu bileşenlerinin maliyetleri inanılmaz bir hızla düşüyor. Yakın geçmişte, sadece çevreye duyarlı kişilerce tercih edilebilen kurulumlar, günümüzde ekonomik olarak da kullanmak zorunda olduğumuz bir yapı bileşeni haline geldi.
- Tüm dünya devletleri, güneş enerjisi kurulumu ile ilgili yasa ve yönetmeliklerin düzenlenmesi konusunda adeta bir yarış içindeler.
- Konu ile ilgili bir sürü eksiğimiz bulunsa da, güneş enerjisi paneli üretimleri yurdumuzda da başlamış durumda. Güneş enerjisi kurulumu olarak dünyada en çok ilerleme kaydeden ilk on ülke (2018 yılı) içindeyiz.
Güneş enerjisi sistem kurulumları genellikle iki alanda gerçekleştiriliyor; “güneş paneli tarlası” olarak adlandırılan boş arazilerde ya da yapıların çatılarında.
Boş arazilerin kullanılması durumunda, inanıyorum ki, temiz enerji üreticileri oldukları için çevreye de duyarlı olduklarını bildiğim güneş enerjisi paneli üreticileri ve güneş enerjisi kurulumu yapan firmalar, “güneş paneli tarlası” uygulamalarında, tarım alanlarını kullanmamaya dikkat ediyorlardır. Bu “tarlalar” bildiğim kadarıyla (genellikle) 20.000 m2 ve üzeri boyutlarda uygulanıyor. Gerek çevresel değerler ve gerekse de üründe (güneş enerjisi paneli) gerçekleşmekte olan teknolojik gelişmelerle, kurulumların yapıların çatılarına yönelmesinin artarak devam edeceğine inanıyorum.
Yapıların çatıları konusunda iki alternatif mevcut: Birincisi büyük ölçekli sanayi binalarının çatıları, ikincisi ise konut ve benzeri küçük ölçekli yapıların çatıları.
Sanayi yapılarının neredeyse tamamı sandviç panele göre tasarlanmış durumda. Sanayi yapıları, sandviç panel üreticilerinin çok iyi bildiği detaylara sahip olduğu için, sanayi binalarında güneş enerjisi kurulumu yapacak firmalara doğru bilgi aktarma ve yardımcı olma (sandviç panel üreticisi ve uygulayıcısı olarak) sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum.
Bugünden sonra, Türkiye’nin hiçbir yerinde, güneş enerji sistemi kurulumu yapılmayan sanayi binası çatısı kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Yani üzerinde güneş enerjisi kurulumu yapılmayacak hiçbir sandviç panel çatı kalmayacağını bilerek (kabul ederek) geleceği planlamazsak, çok da uzak olmayan bir gelecekte, bugün bildiğimiz özelliklerdeki sandviç paneli satamaz, kullanamaz hale gelme tehlikesi ile karşı karşıyayız.
Bu yazının başlangıcında bahsettiğim ve bizleri heyecanlandıracağına inandığım yoruma gelecek olursak: (Birkaç kabulüm ile konuya giriş yapacağım.)
Kabul 1: Güneş enerjisi kurulumu maliyeti, günümüzde yaklaşık 200 Dolar/metrekare. (Bu rakamın düşmeye devam edeceği tahmin ediliyor.)
Kabul 2: Güneş enerjisi sistemleri, sağladıkları enerji ile kurulum maliyetlerini yaklaşık sekiz yılda amorti ediyorlar. Daha sonrasında sağlanan enerji, yapı sahibinin kazancı haline dönüşüyor. Ayrıca ilk kurulum için değişik finans destek sistemleri mevcut.
Metrekare maliyeti yüksek olsa da (200 Dolar) kendini sekiz yılda amorti ediyor olması, (Bu bilgi günümüz için geçerli. Zaman içinde ürünün kalitesi arttıkça amorti süresinin düşeceği de oldukça net bilgi) çatılarda güneş enerjisi sistemi kurulumunu neredeyse vazgeçilemez hale getiriyor.
Kabul 3: Türkiye’de bulunan sandviç panel üreticileri için önümüzdeki 10 yılın çatı pazarı boyutunu 250 milyon metrekare olarak düşünüyorum (Yılda yirmi beş milyon metrekare anlamına geliyor).
Bu 250 milyon metrekare alan on yılda yapılacak yeni sanayi yapılarının çatıları anlamında. Bir de daha önceden yapılmış, mevcut sanayi tesislerinin çatıları var. Çok yeni yapılmış bile olsa, sekiz yılda kendini amorti edebiliyorsa tüm mevcut çatılar, güneş enerjisi sistemi kurulumu için potansiyel alan haline gelebilmekte.
Kabul 4: Türkiye’de mevcut sanayi yapılarının sandviç panel çatılarını 500 milyon metrekare kabul ediyorum. Tek kat uygulamaları ve değişik malzemelerle yapılmış uygulamaları da kattığımızda toplam alan rahatça 1 milyar metrekareyi aşacaktır.
Sonuçta, önümüzdeki on yıl için, 250 milyonu yeni yapılardan ve 250 milyonu mevcut yapı stokundan oluşmak üzere toplam 500 milyon metrekarelik çatı uygulaması yapılması gerçekleşebilir. Maliyeti de 200 Dolar/metrekare kabul edersek; toplam bedeli (on yıl için) 100 milyar dolar olan bir pazardan bahsediyoruz. Bu rakamlar sadece Türkiye için. Bir de sandviç panel satabildiğimiz komşu ülkeleri ve onların mevcut yapı stokları düşünüldüğünde (Avrupa’yı da düşünün) olayın rengi iyice değişiyor.
Türkiye’de bulunan mevcut sandviç panel firmalarının hiç birinin (tek başına) bahsettiğim bu konuyu kavrayabileceğini ve yönlendirebileceğini düşünmüyorum. Önerim: PANELDER’in yönetiminde bulunan firmalarımızın, günlük çıkarlarının peşine takılmadan bir araya gelebilmeleri. PANELDER olarak, çok değerli profesörleri olduğunu bildiğim birkaç üniversitemizden de destekler alarak konuyu geliştirmeyi ciddi bir proje olarak ele alabilmeleri. Yanlarına katacakları bir güneş enerjisi paneli üreticisi ile birlikte yeni ürün veya çözüm geliştirmeleri. Gerçekleştirecekleri gelişmeleri belgelemeleri ve gerekli patentleri alarak dünyaya bakmaları.
Bilemiyorum, sizlere çok mu hayali geldi?
2019 yılının, sağlık, başarı ve mutluluk en çok da huzur getirmesini dilerim.