
Sakin, Akıllı ve Umutlu Olmalıyız![]()
CİHAN KALAY / Mimar İki sayılık bir aradan sonra sizlerle tekrar buluşmanın mutluluğu içindeyim... Bu yazıya başlamadan önce eski yazılarımda nelerden bahsetmişiz, hatırlamak için geçen yıl yazdıklarımı gözden geçirdim. Hepsini iyi niyetle, katkı verebilmek için ve önemseyerek yazdığımı biliyorum; fakat yazdıklarımı bir arada okuyunca karamsar bir hava içerdiğini de gördüm. 2000’li yıllarda iyi gibi görünen fakat 2010’lu yıllarda gitgide kötüleşen, içinde yaşadığımız ortamdan çıkabilmek için karamsar olmanın hiçbir faydası yok. Sakin, akıllı ve umutlu olmak zorundayız. Akıllı kelimesini, içinde bulunulan duruma göre plan yapabilmek ve belirlenmiş planı uygulayabilmek anlamında kullandım. İçinde bulunduğumuz ekonomik karışıklığa kısaca bakacak olursak göreceğiz ki, 2000’li yıllarda iç ve dış ticaret ve sanayi ile ilgili tüm resmi kurumlarda bulunan eğitimli bürokratlar işlerinden uzaklaştırılırken ve yerlerine liyakatsiz insanlar doldurulurken hepimiz sessiz kaldık (Aslında yapılan kötülüğü anlayamadık). 2010’lu yıllarda, toz duman içindeki yanlışlarla dolu yarışa, nemalanmak amacıyla hepimiz katıldık. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığıyla hepimiz sessiz kaldık. Yani içinde bulunduğumuz ve gitgide kötüleşen ortam için suçlu aramaya gerek yok. Katkı oranı değişse de bu büyük ekonomik bunalımda hepimizin suçu ve payı var. İçine düştüğümüz bu kötü ekonomik durumun sebeplerini mutlaka araştırmalıyız, irdelemeliyiz ama zamanımızın ve dikkatimizin büyük çoğunluğunu, sıkıntıları nasıl aşabiliriz, nasıl normalleşebiliriz konusuna vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Az önce söylediğim gibi sakin, akıllı ve umutlu olmalıyız. Neyin, nasıl yapılmasının uygun olacağı her firma içinde mutlaka tartışılacaktır. Sektörde birbirine rakip olan firmaların ortak bir amaç için konuşabilmesi zor görünse de içinde bulunulan ortamda, ürün grupları birliklerinde (PANELDER gibi) konuşabilmek, beklenmeyen faydalar sağlayabilir. Lütfen bunu göz ardı etmeyelim. Ekonomik sıkıntılardan çıkabilmenin tek geçerli yolu, hepimizin bildiği gibi satıştan geçer. Yurt içi satış kesinlikle rahatlatır ama panel sektörünün gerçekten rahatlaması sadece yurtdışı satışla gerçekleşecektir. Sektördeki birkaç firmanın yurtdışına satış yapmakta olduğunu biliyoruz. Yurtdışı satış miktarı olarak önde bulunan firmalarımızın yetkililerinin yapmış oldukları satışları, firmaları için yeterli bulmadıklarını, yurtdışı satış için yapmaları gereken çok şeyler olduğunu düşündüklerini biliyorum. Bunun yanında sektörde bulunan birkaç firmamızın da yurtdışına panel satmak ile ilgili kilometre yapmışlıklarının olduğunu ve yurtdışında yaşadıklarının çok da olumlu şeyler olmadığını ve hatta hatırlamak istemedikleri anıları bulunduğunu tahmin ediyorum. Yurtiçine göre yüksek marjlı kazanç ve rahat satış düşüncesi ile çıkılan yurtdışında yaşanan kötü anıların ve çekilen büyük zararların, çok fazla konuşulmasa bile çok da büyük olmayan sandviç panel camiamızda yurtdışı satışa bakışı olumsuz etkileyen “ne işin var elin memleketinde, ne dilini anlarız, ne de huyunu” şeklinde özetlenebilecek yorumların doğmasına sebep olduğunu düşünüyorum. Ve bu sözün, bir negatif efsane gibi kulaktan kulağa dolaştığını ve sektörümüzü etkilediğini (üzülerek) biliyorum. Bu konudaki bilgilerimin çoğunu, yurtdışında satış yapmaya çalıştığım yabancılardan dinleyerek edindim. Yurtdışı satışı, yurtiçi satışa göre çok daha rahat ve kolay olduğuna inandığımı belirtmek isterim. Sahip olmanız gereken tek şey DOĞRULUK. Yani, söyledikleriniz ile yaptıklarınızın birbirini tutması. Yabancılar genellikle nasıl bir ürüne ihtiyaçları olduğunu biliyorlar ve size istedikleri ürünün özelliklerini belirterek talepte bulunuyorlar. Sizin yapmanız gereken ilk şey, talep edilen o ürünü istenilen özelliklerde üretip, üretemeyeceğinize karar vermeniz. Yapmanız gereken şeyse doğruyu söylemeniz. Söyledikleriniz ile yaptıklarınızın birbirini tutmasını en iyi anlatan kavram, “KALİTE”. Sonuçta, yurtdışı satış için sahip olmanız gereken tek şey kalite. Kaliteden benim anladığım, üretmekte olduğunuz ürünün özeliklerini doğru anlatmanız; üretmekte olduğumuz ürünün çok iyi özelliklere sahip olması değil. Ürünün özellikleri ne ise onu anlatmamız. Yurtdışına satabilmek ve daha çok satabilmek için olumsuz bir hava içinde olmaya kesinlikle gerek yok. Eğer, anlattığınız ürününüzün özellikleri müşterinizin ihtiyacını sağlıyorsa çok büyük olasılıkla siz satacaksınız. Ne güzel ki ve henüz yurtdışında genellikle diğer rakiplerin satış fiyatları bize göre yüksek. İlginizi çekebilir... Cephe Sistemlerinde Güvenlik, Dayanıklılık ve Sürdürülebilirlik: Geleceği İnşa Ederken Sorumluluğumuzun FarkındayızEmre Ünaldı," Akıllı şehirlerden iklim dostu yapılara, deprem güvenliğinden yangın dayanımına kadar birçok başlıkta yapılarımızı yeniden tasarlam... Türkiye'de Çatı Sektörünün GeleceğiLevent Çeki, "10 Nisan 2025 tarihinde İstanbul Ticaret Odası ile birlikte ''Türkiye'de Çatı Sektörünün Geleceği'' başlıklı, s... 2025, İnşaat Sektöründe Enerji Dönüşümü için Dönüm Noktası Olacak mı?Avrupa genelinde artan faiz oranları ve inşaat maliyetleri, bina sahiplerini 2024 yılında enerji dönüşüm projelerine yatırım yapma konusunda temkinli ... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.